HAYRAT HALK EĞİTİM MERKEZİNDE DÜZENLENEN ÇAY ÜRETİMİ ve İŞLENMESİ KONULU PANELDEN NOTLAR


ÇAY TARIMI
BİTKİSEL ÖZELLİKLERİ
BUDAMA
GÜBRELEME
HASAT

Türkiye’de çay tarımı, olağan çay ekolojisinin dışında, 42 kuzey enleminde, kuzey doğusu, soğuğu kesen Kafkas sıradağları, güneyi ve doğusu birden bire yükselen, yükseklikleri 3500 m. ‘ye ulaşan ve denizden gelen nemli rüzgârların yağış bırakmalarına neden olan Kaçkar sıra dağları ile çevrili, denize açık, kuytu bir mikro klimada yapılmaktadır.
Gürcistan Cumhuriyeti sınırında, Trabzon ‘un Araklı Karadere sınırına kadar olan Karadeniz kıyı şeridi ve yer yer 30 km. içerlere kadar giren ve yaklaşık 1000 m yüksekliklere kadar uzanan yamaçlar, çay yetiştiriciliği için en elverişli bölge olması nedeniyle birinci sınıf çay bölgesi, Aralıklı-Karadere’den başlayarak Ordu’nun Fatsa ilçesine uzanan bölge ise ikinci sınıf çay bölgesi olarak tanımlanmaktadır.

Türkiye, Gürcistan Cumhuriyeti, İran ve Japonya ‘da yaş çay ürünü, Mayıs-Ekim arasında ki 6 aylık süre içerisinde üç sürgün şeklinde hasat edilirken, diğer üretici ülkelerde bu süre 9 ila 12 ay devam etmektedir. Doğu Karadeniz Bölgesinde 767.000 dekar çaylık sahada yaklaşık 204.491 üretici çay tarımı ile uğraşmakta, yıllık yaş çay ürünü rekoltesi iklim ve tarımsal teknik koşullara bağlı olarak 850–950.000 ton arasında değişebilmektedir.
Çay üreticilerinin %80’i 0,1–5 dekar, %17’si 6 –10 dekar ,%2’si 11–15 dekar ,%1’i 16 ve üzeri dekar çaylık alana sahiptir.
Çay tarımı bölgede çoğunlukla küçük aile işletmeciliği şeklinde yapılmaktadır.

Hayrat Çay Fabrikası 1979 yılında kurulmuş olup halen Hayrat halkına hizmet vermektedir.

Hayrat’taki çaylık alanlarımız 23.849.011 hektardır.
Üretici sayımız 6150 kişidir.
Toplam 32 köy ve mahallede üretim yapılmaktadır.
86 çay alım yerimiz bulunmaktadır.
Ekip sayımız 32 kişidir.

Çay bitkisi doğada büyümeye bırakıldığı zaman bir ağaç görünümü alır.Gelişme yüksekliği türlere göre farklılıklar gösterir.Çay bitkisi yaprağını dökmeyen bir bitkidir. Yeterli düzeyde sıcaklık ve nemin bulunduğu yerlerde, soğuk mevsimlerde,sürgün oluşumu duraklar, yapraklar ve tomurcuklarda gelişme olmaz.
Sürgün döneminde yağmurun bol ve sıcaklığın yeterli olması gerekir, aksi taktirde bitki beklenen sürgünü veremez ,gelişme önemli ölçüde geriler ve dolayısı ile ürün miktarı önemli ölçüde azalır.Çay bitkisinde güçlü bir ana kök (Kazık kök) ile çoğunlukla 2-3 sıralı yan kökler vardır. Genel olarak gelişmenin üçüncü yılından başlayarak saçak kökler oluşmaya başlar.Ana kök oldukça derinlere gider ancak ,saçak kökler toprağın yüzeyine çok yakın bulunur.

Çay bitkisinin gövdesi esmer yada koyu renktedir. Dallanma özelliği yüksektir.Gövde ve dallar üzerinde çok sayıda belirsiz tomurcuk gözleri bulunur.Bu durum ürün miktarı ile yakından ilgilidir.İlk sürgünler yeşildir.Odunlaşmanın başlaması ile,alttan başlayarak yıllık sürgünler kahverengini alır.
Çay bitkisinde yaprak genel olarak geniş elips şeklindedir. Yaprak kenarları dişlidir.Tiplere göre değişiklik göstermek üzere yaprak rengi mat ya da parlaktır.Tomurcukta ve körpe yaprakların alt kısmında azda olsa tüy bulunur.

Çay bitkisinde normal yapraklardan başka, bir takım küçük,yaprak benzeri oluşumlar da görülür.Çay bitkisinde alınan ilk yapraklar genelde balık yaprağı olarak adlandırılmıştır.
Çay bitkisinin çiçeği beyaz renklidir. Erkek ve dişi organları bir arada bulunur.Genel olarak yabancı döllenme olur.Tomurcuklar sabahları erken açar ve iki gün sonra taç yaprakları dökülür.Çay bitkisinin çiçek açma zamanı çeşidine ve gelişme ortamına göre değişir.Rize bölgesinde genellikle Ağustos ayında çiçek açar,Aralık ayının sonunda çiçeklenme sona erer.Sıcak iklime sahip ülkelerde yılın hemen hemen her ayında bitki üzerinde çiçek vardır.
Meyvelerin oluşması yaklaşık bir yılda tamamlanır. Çiçek tohumlarının oluşması,çay yapraklarında aroma maddelerinin birikmesine yol açar.Bu nedenle bu mevsimde alınan yapraklar nitelikli çay üretimi için ayrı bir önem taşır.

Çay bitkisinde meyveler olgunlaşmadan önce yeşil olur, kalın kabuklu,yaklaşık 2,5 cm çapında 1-4 bölmelidir.Meyve sapı kısadır meyvenin her bölümünde genellikle bir tohum oluşur.Meyve olgunlaştığı zaman tohumlar kahve renkli olur ve bölmeler açılarak tohumlar dökülür .Tohumlar genellikle 1-2 cm çapında küre ve yarım küre şeklindedir.Tohumların üzeri sert bir kabukla kaplıdır .

Çay bitkisi doğada gelişmeye bırakıldığında ağaç şekline dönüşür.Böyle bir durumda yaprak hasadı güçleştiği gibi,sürgün veriminde düşer.Bu nedenle çay bitkisi,toprağa yakın yükseklikte dallandırılarak,düzgün bir toplama seviyesi ve bol sürgün oluşumu sağlamak amacıyla budamaya tabi tutulur.

Üç yaşını doldurmuş ve dört yaşına girmiş çay fidanlarına uygulanan ilk budamadır. Çay fidanını dallandırıp ocak haline getirmeye yarar .Bu budama çay fidanının 3 yaşını dolduran seneyi takip eden Kasım-Aralık veya Mart aylarında yapılır.
Budama yerden itibaren 20 cm yukarıdan yapılır. Bütün dallar aynı düzeyde olmak üzere ,keskin budama bıçağı ile kesilir .Kesik yüzey içten dışa doğru hafif meyilli olmalıdır.Bu durum yaranın erken kapanması ve çay fidanının dışa doğru dallanarak ocak halini almasına yardım eder.

Üç yaşını doldurmuş ve dört yaşına girmiş çay fidanlarına uygulanan ilk budamadır. Çay fidanını dallandırıp ocak haline getirmeye yarar .Bu budama çay fidanının 3 yaşını dolduran seneyi takip eden Kasım-Aralık veya Mart aylarında yapılır.
Budama yerden itibaren 20 cm yukarıdan yapılır. Bütün dallar aynı düzeyde olmak üzere ,keskin budama bıçağı ile kesilir .Kesik yüzey içten dışa doğru hafif meyilli olmalıdır.Bu durum yaranın erken kapanması ve çay fidanının dışa doğru dallanarak ocak halini almasına yardım eder.

Üç yaşını doldurmuş ve dört yaşına girmiş çay fidanlarına uygulanan ilk budamadır. Çay fidanını dallandırıp ocak haline getirmeye yarar .Bu budama çay fidanının 3 yaşını dolduran seneyi takip eden Kasım-Aralık veya Mart aylarında yapılır.
Budama yerden itibaren 20 cm yukarıdan yapılır. Bütün dallar aynı düzeyde olmak üzere ,keskin budama bıçağı ile kesilir .Kesik yüzey içten dışa doğru hafif meyilli olmalıdır.Bu durum yaranın erken kapanması ve çay fidanının dışa doğru dallanarak ocak halini almasına yardım eder.

Bu şekildeki çaylıkları, yeniden canlanıp ürün miktarını artırmak ve kalite ürün elde etmek amacıyla budamak gerekmektedir. Ürün budaması,yerden 25cm yükseklikten yapılır.Çay ocağında ortadan çıkan dallar dipten kesilir.Ocağın kenarlarında sıralanan,dışa doğru düzenli açılma gösteren düzgün dallar bırakılır.Dışta kalan dalların arasındaki bozuk şekilli zayıf dalların da dipten kesilerek çıkarılması gerekir.Ürün budaması yapılan bir çay ocağı,tepeden bakılınca çanak şeklinde görülür.
İlk ürün budaması yapılmış çaylıkla sürgünlerin topraktan yüksekliği 50 cm’yi bulunca hasada başlanır. İzleyen yıllardaki ürün budamaları bir önceki budama yüksekliğine 5 cm eklenerek yapılır .

Her ürün budamasında bir önceki budama seviyesine 5 cm eklenerek yapılması sonucunda tabla seviyesi gittikçe yükselir ve budama yüksekliği hasat tablası yüksekliğine eşit olur. Bu durumda,çay ocakları yerden 20 cm yükseklikte budanır. Bu budamaya gençleştirme budaması denir.Bundan sonraki budamalar ürün budaması aynıdır.

Hasat sonucunda toplama tablasında oluşan bozuklukları giderilmesi için uygulanan bir işlemdir. Ürün budaması ile uygun toplama tablası oluşturuluyorsa da bazı obur dalların hızlı gelişme göstermesi ve hasat bozuklukları nedeniyle zamanla hasat tablasının düzgünlüğü kaybolur.Bu durum hem hasadı güçleştirir hem de ürün verimini olumsuz yönde etkiler .Çırpma işlemi ,çay ocakları uyanmadan ve yaşamsal işlevler başlamadan önce yapılmalıdır.Yöresel farklılık göstermekle birlikte, çırpma Kasım ve Aralık ayları ile Mart ayı içerisinde yapılabilir.Çırpmada tüm dalların kesilmesine gerek yoktur.Hasat tablasını kesen dallar bıçakla uygun şekilde kesilmelidir .

Budama, çay fidanını dallandırarak kısa zamanda tabla oluşumuna sebep olur.Geniş tabla yüzeyi oluşturarak ürün verimini artırır.Ocak aralarını kapatarak yabancı otların büyümesine mani olur.
Budama, çalılaşmış,verimden düşmüş ocakların tazelenip sürgün veriminin artmasına yardım eder.
Budamadan sonra büyüyen sürgünler kuvvetli ve taze olur. Bu sürgünlerden elde edilen kuru çayda kaliteli olur.

Budamadan beklenen yararın sağlanması için uygun zamanda yapılması önemlidir. Zamansız yapılan budama fayda yerine zarar getirir.Budama zamanı,bitkinin uykuya girdiği devredir.Bu dönem ülkemizde,havanın sıcak yada soğuk olmasına bağlı olarak ,Ekim ayı sonu ile Mart ayı sonu arasındaki dönemdir .

Ancak uyku devresinin her ayı çaylıkların budaması içi uygun değildir.Kış soğuk ve donları dışında kalan Kasım - Aralık ayları Mart ayı budama için en uygun zamandır.Bu aylar dışında, hasadın yapıldığı aylarda kesinlikle budama yapılmamalıdır.
Çaylıkların budama yerine, yakılması çaylıklara büyük oranda zarar vermekte ve böyle çaylıklardan ürün alınması mümkün olmamaktadır.

Bitkilerin sağlıklı büyümesi, bol ve kaliteli ürün
verebilmesi için toprakta azalan besin elementlerinin,
en az bitki tarafından topraktan alındığı miktar kadar
toprağa geri verilmesi gerekmektedir.
Çayın gübrelenmesinde kullanılacak gübreleri;
organik ve kimyevi gübreler olarak gruplamak mümkündür.
Organik gübrelerin başında ahır gübresi gelir.
Bitki artıkları ile çaylıkların yüzeysel olarak örtülmesi de organik olarak kabul edilir.

Bitkilerin sağlıklı büyümesi, bol ve kaliteli ürün verebilmesi için toprakta azalan besin elementlerinin ,en az bitki tarafından topraktan alındığı miktar kadar toprağa geri verilmesi gerekmektedir.
Çayın gübrelenmesinde kullanılacak gübreleri; organik ve kimyevi gübreler olarak gruplamak mümkündür.Organik gübrelerin başında ahır gübresi gelir. Bitki artıkları ile çaylıkların yüzeysel olarak örtülmesi de organik olarak kabul edilir.

Bitkilerin sağlıklı büyümesi, bol ve kaliteli ürün verebilmesi için toprakta azalan besin elementlerinin ,en az bitki tarafından topraktan alındığı miktar kadar toprağa geri verilmesi gerekmektedir.
Çayın gübrelenmesinde kullanılacak gübreleri; organik ve kimyevi gübreler olarak gruplamak mümkündür.Organik gübrelerin başında ahır gübresi gelir. Bitki artıkları ile çaylıkların yüzeysel olarak örtülmesi de organik olarak kabul edilir.

Organik yapısı nedeni ile toprak havalanmasına olumlu etki yaparken, parçalanması sonucu oluşan karbondioksit ve organik asitler bitki besin maddelerini bitkiye yarayışlı hale getirir. Ayrıca toprak sıcaklığını bitki gelişmesi için en uygun duruma getirir.Ahır gübresi toprak mikroorganizmalarını üzerinde de olumlu etki yaparak, toprakta biyolojik gelişmelerin hızını artırır. Ahır gübresinin etkisi, giderek azalmak sureti ile 3–4 yıl sürer.

Diğer bir organik gübre olan, çaylıkların bitki artıkları ile örtülmesi (malçlama) ,özellikle meyilli arazilerde kurulmuş çaylıklarda toprak ve su korunmasında etkili olur. Organik gübre olarak bitki atıklarının yanında sap ve saman karışımı, orman ağaçlarının yaprakları, özel olarak bu amaç için yetiştirilmiş ot ve benzeri bitki materyalleri kullanılır. Bunun için budama atıklarının bahçeden atılmayarak, bahçeye serilmesi organik gübre olarak büyük önem taşımaktadır.
Malçlama topraktan erozyon ile su yitmesini önler. Özellikle bu, yeni kurulan ve budanmış çaylıklarda önem taşımaktadır. Bu çaylıklarda toprağın büyük bir bölümü güneşin ve rüzgârın etkisi altındadır.

Çay topraklarının malçlaması, toprağın çatlamasını önlediği gibi, yağmur damlalarının etkisi ile toprağın balçıklaşmasını önler. Çay topraklarının yüzeysel olarak malçlanması toprak yapısını düzelterek kök gelişmesi için uygun ortam hazırlar.
Kimyevi gübreler, bileşiminde bir veya birden çok bitki besin maddelerini ihtiva eden gübrelerdir.

Çaylıklara öncelikle organik gübreler verilmelidir. Yeterli organik gübrenin verilemediği durumlarda, toprağı bitki besin maddelerince zenginleştirmek amacı ile kimyevi gübreler kullanılır.
Toprağa verilecek çiftlik gübresinin miktarı, toprağın organik madde kapsamı ve yapısı belirlemekle birlikte çaylıkları 3–4 senede bir dekara 3 ton ahır gübresi verilebilir. Ahır gübresi budamada önce verilmelidir. Budanan çaylıklara Mart-Nisan, diğer çaylıklara ise Kasım –Aralık aylarında gübre verilebilir. Gübre çay ocaklarının arasına taç iz düşümü dikkate alınarak eşit kalınlıkta serilmesi ve hafif çapa yapılarak toprağa karıştırılmalıdır. Yapılacak çapanın derinliği 5 cm ‘yi geçmemelidir.

Kimyasal gübreler çaylıklara toprak yüzeyine düzgün şekilde serpilerek uygulanır. Düz alanlarda kurulu çaylıklarda gübreler, bitkinin taç iz düşünü dikkate alınarak, daire şeklinde bitki etrafına serilerek verilmelidir. Meyilli alanlardaki çaylıklar da olanaklar elverdiğince, gübreler eşit ve düzgün şekilde toprak yüzeyine serpilerek verilebilir. Dar teras yapılmış alanlardaki çaylıklarda ise gübreler, terasın iç yada yukarı kısmına, toprak yüzeyine serpilerek uygulanır.
Gübreler hiçbir zaman çaylıkların üzerine serpilerek verilmemelidir. Bu şekilde yapılan gübreleme çay bitkisinin yapraklarında zarar meydana getirmekte ayrıca, gübrenin büyük bir bölümü toprağa ulaşmadan, yağmurla yıkanıp gitmekte, bitki bu gübreden faydalanamamaktadır.

Toprağa verilecek kimyasal gübre miktarı toprak analizleri sonucunda belirlenmelidir. Son yıllarda yapılan toprak analizleri sonucunda çay bahçelerinde kullanılacak en uygun kimyasal gübrenin 25:5:10 (N P K)terkibindeki kompoze gübre olduğu tespit edilmiş olup, her yıl dekara 70 kg kompoze gübre verilmesi önerilmektedir.

Yaş çay ürünü; çay bitkisi üzerindeki genç sürgünlerin ucundan itibaren ,tepe tomurcuğu ve tepe tomurcuğunu takip eden birinci ve ikinci yapraklardan müteşekkil,körpe ,taze ve lif vermeyen ,kaliteli kuru çay üretimine elverişli nitelikteki filizden ibarettir.Sap ve ayası tam teşekkül etmemiş yaprakçıkta tomurcuk sayılır .Budanmış ve bakımlı çaylıklardan hasat edilen ve kırıldığında lif vermeyen üçüncü yaprak ile körpe,taze tek yada çift yapraklı kör sürgünlerde ürün kabul edilir .
Hasatta iki yaprak bir tomurcuğun istenmesinin temel amacı, bu yaprakların, çayın kalitesi etkileyen unsurlar olan kafein ve polifenol kapsamlarını yüksek olmasının yanında, işleme için fiziksel yapılarının da çok uygun bulunmasıdır.

Çay bitkisinde hasat işlemi diğer ürünlerden farklı olarak uzun bir dönemi kapsar. Ülkemizin şartlarında çay hasadı, iklim şartlarına bağlı olarak, Mayıs ayı başında başlayıp, Ekim ayında sona ermektedir. Çay hasadı sürgünler itibarı ile yapılmaktadır. Bir hasat döneminde 3 sürgün dönemi bulunmakta olup, iklim koşullarının uygun olması sonucunda dördüncü sürgünde oluşabilmektedir.
Yetişmiş ve budanmış çaylıklarda hasat zamanı çok iyi bilinmelidir. Hasadın erken ya da geç yapılmaması gerekir. Toplama tablası oluşmuş çay ocaklarındaki sürgünler, işletme için uygun olan yaş çay ürünü normuna geldiği zaman toplamaya başlanmalıdır. Hasadın erken yapılması halinde alınacak ürün miktarı azalacak, geç yapılması durumunda ise ürün kartlaşarak kalitede bozulmalar olacaktır.

Ülkemizdeki çay bahçelerinin tamamına yakını tohumla tesis edilmiştir. Çay bitkisi yabancı döllenme gösteren bir bitkidir. Dolayısı ile melezleşme gerçekleşmekte ve bu durumda bahçedeki ürün farklı zamanda toplama olgunluğuna gelmektedir. Bunun için hasatta, önce gelen ürünü toplamak ve bir bahçeye, ürünün hasat olgunluğuna gelme zamanına göre birkaç kez girmek sureti ile hasat yapılması önemlidir.
Budanmış çaylıklarda hasat işlemi büyük önem arz etmektedir. Budamadan sonra süren sürgünler toplama seviyesine geldikten sonra sürgünlerde ele uc alama yapılma ve sürgülerin dallanarak geniş bir toplama tablası oluşturulması sağlanmalıdır.

Derinden yapılacak hasat budamada sağlanacak yararın azalmasına neden olacaktır.
Hasatta dikkat edilecek önemli bir noktada hasat sonrası ocakta yeterli miktarda olgun yaprağın bırakılması ve bir sonraki hasat için bitkinin ihtiyaç duyduğu gücü bulabilmesinin sağlanmasıdır.
 

GERİ